Nifas|Lohusalık hali ; Bir kadının doğum sonrasında gelen kandır. Asgari süresi ile ilgili ihtilaf yokken, azami süreleri hakkında mezhepler arasında şöyle görüşlerde bulunmaktadır. Malikiler ve Şafii mezhebinlerin görüşleri lohusalık en fazla altmış gün Hanefilere ve Hanbelilere göre ise kırk gün olup, bunu Ümmü Seleme’nin Lohusa kadın Hz. Muhammed (s.av) döneminde “kırk gün kırk gece beklerdi” sözüne dayandırmaktadırlar.
Kadın adetli iken ilişkiye girmek günah mı?
Kuran-ı kerimde hayız halinin kadın için rahatsızlık ve mazeret hali olduğu, hayız süresince kocalarının onlarla cinsi temastan (münasebetten) uzak durması gerektiği bildirilmiştir “Sana kadınların ay halini soruyorlar. … Temizlendikleri vakit, Allah’ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. ” (Bakara süresi, 2/222) ayeti kerimede ile adet (hayız) günlerinde kadınlarla münasebette bulunmanın yasaklanmıştır.
Hayızlı Kadınla Cinsi ilişkiye Girmenin Kefâreti nedir?
Bu yasaklama ve Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in konuyla alakalı hadis-i şerifleri hayızlı kadınla cinsi münasebette bulunmanın haram olduğunda görüş birliği hâsıl olmuştur. Bu durum eşler arasında bilhassa da kadının ruh ve beden sağlığı açısından son derece zararlı ve tehlikelidir.
hayızlı kadınla cinsi münasebette bulunmanın kişiler ne yapılacağı konusu da fıkıh alimleri arasında tartışma konusu olmuştur.
Ebü Hanife de dahil olmak üzere İslâm âlimlerinin büyük bir bölümü, karısı ile hayızlı iken cinsi ilişkide bulunan kimse günah işlemiştir. Cenab-ı Allah (c.c.) bol tövbe ve istiğfar etmekten başka yapabileceği bir şey yoktur. İbn Abbas, Katâde, Evzâi, Ahmed b. Hanbel gibi İslâm âlimlerine göre ise hayızlı kadınla ilk
günlerde kurulan cinsi münasebet bulunan için bir dinar (4,25 gr. altın) kanamanın
iyice azaldığı bir dönemde yapılan cinsi münasebet içinse yarım dinar kefâret ödenmesi gerekiyor. Bu kefâret kocasının zoruyla gerçekleşmişse sadece ona, eğer iki tarafın isteğiyle olmuşsa ayrı ayrı ikisine de kefâret ödemesi gerekiyor.
Cinsi temasın bilerek yada unutarak, haram olduğunu bilmeden yahut hayız durumunu farketmeden yapılmış olması sonucu değiştirmez.
Görüldüğü üzere kefâretler, bilerek yada bilmeden yanlış bir davranışla karşı karşıya gelen, hata eden ve günah işleyen müslümana, tövbe ve istiğfar kapısının kapanmadığını bizlere öğretilmekte ama tekrar aynı hataya düşmesinde de onu sosyal içerikli bir ibadeti ifaya veya etkili bir nefis terbiyesine mecbur
bırakmaktadır.