Hz. Peygamberin Hastalanması ve Vefatı
Hz. Muhammed’in Hac Hazırlığı
Hicretin 10. yılı Zilkade ayında Hz. Muhammed (sav) hac için hazırlıklar yapıyordu. Arkadaşlarının da hazırlanmalarını söyledi. Bunun üzerine sahabeler de hazırlıklar yaptılar. Bu durumu haber alan Medine civarındaki Müslümanlar da Medine’ye gelmeye başladılar. Efendimiz ve arkadaşları Hac hazırlıklarını tamamlayıp, Zilkade ayın sonlarına doğru Hz. Muhammed (s.av) arkadaşları ve tüm ailesini ve kızı Fatıma’yı da yanı alarak Medine’den hareket etmeye başladılar.
Peygamberimizin Son veda Hutbesi
On gün geçen yolculuğun ardından sabah vakti Mekke’ye ulaştılar. Hz. Muhammed (sav), Kabe’ye vardığında tüm Müslümanlarla beraber Kabe’yi tavaf edip ve namaz kıldılar. Hac vazifelerini yerine getirdiler. Haccın sonunda Arafat Vadisinde Hz. Muhammed (s.a.v)’in son hutbesini yaptı. Ümmetine veda hutbesiydi. “Veda Hutbesi” denilen bu konuşmada, Nebi (sav) üzerinde önemle durduğu konuları bir kere daha hatırlattı. Haram ve helalleri, doğru ve yanlışları, yasak olan ve olmayan konuları belirtti. Hz. Muhammed (sav), bize, Kur’an-ı Kerim ve sünneti bıraktığını, bizim onlara sıkı sıkı sarılmamız gerektiğini de bu konuşmasında belirtti.
Hz. Peygamberin Hastalanması
Yüce Mevlamız, bu hutbeden sonra Hz. Muhammed (sav) dini anlatma vazifesinin tamamlandığını belirten ayeti indirdi. Veda Hutbesinden sonra Maide Suresinin 3. Ayeti inmiştir: “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim.”
Hz. Ebu Bekir (r.a) Hz. Muhammed (sav) görevini tamamladığını bildiren bu ayeti duyunca Hz. Peygamberin vefatının yakın olduğunu hissetmiş ve ağlamıştı
Haccın sonunda Müslümanlar kurbanlarını kestiler ve kurban bayramını kutladılar. Efendimiz (sav) hac vazifesini yerine getirdikten sonra Mekke’den Medine’ye döndü. Hacdan döndükten kısa bir süre sonra Hz. Muhammed (sav) ağır bir hastalığa yakalandı. Hastalığı boyunca eşi Hz. Aişe, Efendimize özenle bakıyordu. Fakat Nebi (sav) rahatsızlığı günden güne ilerliyordu. Hastalığı iyice ağırlaşıp mescide çıkamaz hale gelmişti. Hz. Ebu Bekir (r.a) namazları kıldırmasını söyledi. Tüm Müslümanlar çok üzülüyordu. Peygamberimizin vefat etmesinden çok endişe ediyorlardı. Resül Ekrem (sav) de bizler gibi bir insandı ve bir gün bu dünyadan O da göçecekti. Ama Müslümanlar, çok sevdikleri Efendimizi kendilerinden ayrılmasını hiç istemiyorlardı.
Hz. Muhammed (sav) Vefatı
Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav) 8 Haziran 632 tarihinde, doğduğu gün gibi bir pazartesi günü altmış üç yaşındayken Medine’de Hz. Aişe’nin evinde vefat etti. Vefat ettiği yere defnedildi. Onun Ravza-i Mutahhara olarak adlandırılan mezarı, Medine’de Mescid-i Nebevi’nin içindedir. Hz. Muhammed (sav) vefat ettiğini duyan Müslümanlar bu acı habere çok üzüldüler. Hatta bazıları vefat ettiğini kabul etmek istemediler. Kendisi de bu duruma çok üzülen Hz. Ebu Bekir (ra) herkesi sakinleştirecek şu konuşmayı yaptı: “Kim Muhammed’e ibadet ediyorsa bilsin ki O öldü. Ama kim de Cenab-ı Allah’a ibadet ediyorsa o da bilsin
ki Allah (c.c) diridir ve asla ölmez.”